İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktar olmak |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktar etmek |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktara ulaşmak/gelmek |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktarı bulmak |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktar tutmak |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktara varmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | run in (to something) f. | akmak | ||
He has the water running in the bathtub. Küvette su akıyor. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | run in (to something) f. | koşarak girmek | ||
Öbek Fiiller | run down to (something) f. | bir koşu (bir yere/şeye) gitmek | ||
Öbek Fiiller | run down to (something) f. | hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek | ||
Öbek Fiiller | run down to (something) f. | çabucak (bir yere/şeye) uğramak | ||
Öbek Fiiller | run from something to something f. | bir şeyden bir şeye koşmak | ||
Öbek Fiiller | run from something to something f. | bir şeyden bir şeye koşturmak | ||
Phrases | ||||
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın arifesi | ||
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın arifesinde | ||
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın öncesi | ||
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın öncesinde | ||
Idioms | ||||
Deyim | run counter to something f. | bir şey ile çelişmek | ||
Deyim | run counter to something f. | bir şey ile ters düşmek |